Bir sabah uyanıp her şeyin dünle, önceki gün ve ondan önceki günlerle aynı olduğunu hissetmek. Bu durum şu anki hayat düzeninde pek de bize uzak bir durum değil sanırım. Peki bu monoton akışın 30 yıl süren bir reality showun ve izlenme rekorları kıran bir programın parçasıydı desem! Peki, peki anladım günümüzde bunlar çok olağan şeyler değil mi? Nasıl mı? Sosyal medya bunun için var ya işte canım. Bu anlattıklarım 1998 yılındaki Truman Show filminin kaba bir özeti diyebiliriz. Sıradanlık ve ilgi odağı olma durumu o zamanlar için pek alışılmış şeyler değil, tahmin ederseniz. Ancak film o kadar ilginçti ki, bir psikoloji rahatsızlığına adını bile verdi. Truman sendromu!!! Bu sendromun temel belirtileri arasında; her şeyi sorgulama ve kendinin diğer insanlar tarafından izlendiğine dair inanma durumu yer almaktadır. Filmi izleyenler, “Ama gerçekten birileri Truman Burbank’i izliyordu. Hatta herkes izliyordu.” diyebilir, haklı olarak. Ancak bu durum biraz farklı ve ne yazık ki film kadar eğlenceli bir durum da değil. Çünkü bu hayal-gerçek kırılması, uzun süre devam etmesi halinde şizofreniye evrilebilen bir durum. Bu sendromun temel belirtileri arasında; her şeyi sorgulama ve kendinin diğer insanlar tarafından izlendiğine dair inanma durumu yer almaktadır. Filmi izleyenler, “Ama gerçekten birileri Truman Burbank’i izliyordu. Hatta herkes izliyordu.” diyebilir, haklı olarak. Ancak bu durum biraz farklı ve ne yazık ki film kadar eğlenceli bir durum da değil. Çünkü bu hayal-gerçek kırılması, uzun süre devam etmesi halinde şizofreniye evrilebilen bir durum. Bu endişe verici durumun günümüzde bu kadar yaygın ve normal görünmesinin sebebi nedir peki??? Bu sendromun oluşmasına sebep olan başlıca etkenler: aşırı televizyon izleme veya kontrolsüz sosyal medya kullanımıdır. Günümüzde sosyal medya hesabı olmayan o kadar az insan var ki ister istemez sosyal medyayı kullanmamak yadırganan bir durum halinde. Ancak bu durum zamanla değişim göstereceğe benziyor. Her ne kadar çoğunluk böyle düşünmese bile sosyal medyanın bağımlılık yapıcı özelliğini fark edip buna çözüm arayan insanlar da var. Dopamin detoksuna başlayanların sayısının artması bu duruma kanıt olarak gösterilebilir. Filme dönecek olursak, bu traji-komik bir hikaye aslında. İnternet kullanımının yaygın olmadığı 2000’lerin başında, televizyonlarda ürün yerleştirmesine başlandı. Hala günümüz dizilerinde sıkça rastlansa bile 1998 yıllarında bu pek görülen bir durum değildi. Filmin birçok sahnesinde günümüzdeki ürün yerleştirmeleri yapılırken aynı zamanda bunların eleştirisine de yer veriliyor oluşu güzel bir detay. Geçenlerde sosyal medyada kuluçka makinesi gördüm. Yapay bir düzenekte yetiştirilmeye çalışılan civcivler bana Truman Show’un başrolü Truman Burbank’i hatırlattı. Kendisine yapay bir hayat oluşturulmuş bu adamın aslında hayatındaki her şey sahteydi. Hayatındaki herkes oyuncuydu. Tam bir maskeli balo gibi. Truman Show için yazılabilecek çok fazla ince detay mevcut aslında. Ürün yerleştirmelerinin yanı sıra bu tanıtımları yapan belki de tarihteki ilk influencer denemeleri bu filmin bir parçasıydı. Oluşturulan yapay düzenek Truman dışında herkes için sahte ama onun gerçeğiydi. Ancak gerçeğe olan merak Truman için ağır basmıştı. Bu noktada kuluçka metaforuma geri dönmek istiyorum. Çünkü tıpkı civcivlerin vakti geldiğinde yumurtasını kırıp attıkları gibi Truman Burbank de gerçek hayata atılmayı seçti. Filmin finalinden sonrası için de keşke bir film yapılsaydı. Ama ne yazık ki gerisi bizim hayal dünyamıza kalmış. İyi seyirler dilerim….   Görsel Kaynak Görsel Linki Diğer yazılarımız için