Anlamak, dinlemek sürekli zorluğuyla insanoğlunun ağzında olan eylemler oysa ki anlatmak, anlaşılmaya çabalamak da en az anlamak ve dinlemek kadar zor ve meşakatli. Herkes bunların zorluğunu bilir ama kimse dillendirmez. Bunun sebebi nedir? insanlık neden bahsetmez hiç bu eylemlerin ruhumuzda bıraktığı etkiden. Sanırım kimse istemez ruhunun derinliklerindeki korkuları, acıları, yaşanmışlıkları ve yaşanmasını istedikleri arzularını dillendirmeyi, bu yüzdendir ki kimse bahsetmez anlatmanın, anlaşılmaya çabalamanın zorluklarından. Bu zorluklardan ne kadar bahsedilirse önemi de artar insanlık için merakı da…
Temel de anlatmak, anlaşılmak ruhun ihtiyacıdır ve büyük bir şanstır. Anlatabilecek kadar güvendiğin ve sana, anlattıklarına anlayış gösterecek insanların hayatında olması duvarlarını aşabilecek insanlara sahip olmak evet büyük bir şanstır. Bazen şansını kendin yaratırsın bazense hayat bir anda sana hediyesini sunar her iki durumda da elindekilere sıkıca tutunman ve minnetini sunman gerekir çünkü bu bir nimettir. Anlatmak, anlaşılmak istiyorsak anlamamız ve dinlememiz gerektiğini unutmamamız gerekir, ne kadar verirsek hayattan da o kadar alacağımız olur.
Sadi Şirazi’nin de dediği gibi:
“Anlaşılmak nimet; anlayacak insanla karşılaşmak ise büyük kısmet”…